A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Stefan Kuntz, A Milli Takım'ın yarın Faroe Adaları ile oynayacağı maçı öncesinde TFF'nin Riva'daki Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı.

Alman teknik adam, Faroe Adaları maçıyla yeni bir döneme gireceklerini belirtti.

"C Ligi’nde olmamızın hazırlığımıza özel etkisi olmadı. Yeni bir maceraya başlıyoruz. Burak’ın milli takımı bırakmasından sonra yeni bir organizasyon ortaya çıktı. Oyuncular kendi tarihlerini yazmak istiyor. Bunun da başarıya ulaşması için bu 4 maçın da kazanılması gerekiyor."

Kuntz, yeni bir başlangıç ve yeni bir hikaye yazdıklarını vurguladı.

"Genç bir takım olduğumuzu söyleyebilirim. Belki Türk Milli Takım tarihinin en genç takımlarından biri. Her attığımız adım EURO 2024 finallerine kalabilmek için."

Kuntz, Türk futbolundaki temel sorunlarla ilgili gelen bir soruya yanıt verdi.

"Cengiz, Avrupa’daki deneyiminden bahsetti. Nasıl artılar kazandığını anlattı. Bu tarz mükemmel oyuncuları burada yetiştirmek yapılması gereken bir şey. Böylelikle kulüpler, uluslararası hüviyete bürünürler. Oyuncular buradaki seviyenin yükselmesiyle belki doğrudan Avrupa’yı hedeflemeyeceklerdir. Seviye yüksek olsa belki de burada kariyerlerine devam etmek isteyeceklerdir."

"Neyi geliştirmemiz gerektiğini biliyoruz"

Alman çalıştırıcı, kadroda önemli bir sakatlık sorunu yaşamadıklarını yalnızca birkaç küçük sıkıntısı olan oyuncu olduğunu dile getirdi.

Kuntz, milli takımda geliştirmek istediği yönlere değindi.

"FIFA sıralamasında 4. ya da 8. sırasında ya da 100. sırasında yer alan takımla oynadığınızda hedeflediğiniz şey aynı. Kazanmak için sahaya çıkıyorsunuz. Ama biz ne yapabiliriz farklı olarak, topa daha fazla sahip olabilecek taktiksel formül üzerinde düşünebiliriz. Neyi geliştirmemiz gerektiğini biliyoruz. Örneğin pas kalitemizi geliştirmek istiyoruz, topa ilk temas anını geliştirmek istiyoruz. Taktiksel anlamda da değişiklikler olacak. Ofansif varyasyonlar ve oyun kurma üzerine de farklı denemeler yapıyoruz." şeklinde konuştu.

Kuntz, kadroya ilk kez davet edilen oyuncuların performansı hakkında değerlendirmede bulundu.

 

"Antrenman performanslarını çok iyi buldum. A Milli ve Ümit Milli Takım arasındaki geçişi sağlayacak düzeni oturtma adına çok iyi oldu diyebilirim. Ümit Milli Takım'ın da idmanlarını takip etme şansım oldu, hocalarıyla görüştük. Koordinasyon gayet iyi durumda. Kadromuza çağırdığımız yeni isimlerden hiç kimse sahaya sürdüğümde bana baş ağrısı yaşatmaz."

Alman teknik adam, "Ümit Milli Takım’dan A Milli Takıma yakın gördüğünüz isimler kimler?" sorusuna yanıtı verdi.

"Burak ile temasımız vardı Bielefeld’de. Onunla görüştük. Almanya’ya transferi sonrasında tüm spot ışıklarının üzerinde olduğunu ve daha sıkı takip edileceğini söyledim. 4-5 oyuncumuz var, Belçika’dan ve İsviçre’den buraya gelebilecek. Milli takım kadrosu açıklanırken, Deniz Undav ve Umut Bozok arasında seçim yapsak diye düşünürken Süper Lig’de daha fazla gol attığı için tercihimizi Umut’tan yana kullanmıştık. Daha sonra sakat olduğu bilgisi gelince kadrodan çıkartmak zorunda kaldık. Kimi alabiliriz diye düşününce hemen Ümit Milli Takım'a döndük. Watford ile de görüştük, her iki taraftan doğru bilgiler gelince Tiago’dan yana karar kıldık. Kalecimiz Doğan da Fransa’da çok iyi işler yaptı. Ümit Milli Takım’daki oyuncular, A Milli Takım'a geçebilme adına gayet iyi şekilde hazırlanıyor."

Milli takıma ilk kez seçilen oyuncuları da değerlendiren Kuntz, Futbol Gelişim Direktörü ve Genç Milli Takımlar Sorumlusu Tolunay Kafkas ile bu konuda görüşmeler yaptıklarına dikkat çekti.

"Tolunay Hoca, Cenk konusunda liderlik vasıfları olduğunu söylemişti. Burada ilk idmana çıktık, baktım Cenk oldukça sessiz. Tolunay Hoca’nın söylediği gibi değil. idman bitince yanına gittim, 'hocanla konuştuğumda seninle ilgili farklı özellikler anlatmıştı, ben o Cenk’i görmedim' dedim. O da bir sonraki antrenmanda gerçek kimliğini gösterdi. Bir oyuncuya onunla ilgili bilgileri bildiğinizi gösterince o zaman kendisi de rahatlıyor ve utangaçlığını üzerinden atıyor. Bu da iletişimin önemini ortaya koyuyor. Biraz da Fransızca biliyor, ben de biliyorum."